Page 9 - altındergi3son
P. 9
anı keşfetme günü geldi. Ama korunacak silahımız yoktu diye kimse gitmiyordu.
O sırada Ateş ve Eymen (T) Ortaya gelip çelik bir çanta açtılar. İçinde otuz adet sivri
bıçak vardı. Herkese dağıttılar ve ormana gidecek 7 kişilik ekip seçildi. Ben, Eymen(T),
Ateş, Haluk, Eren Ahmet Hakan ve Ozan’dı. Çantalarla, bıçaklarla girdik ormana. Kuş
sesleri vardı. Ardından çok büyük bir şey otların arasından bize doğru yaklaşıyordu.
Kaçmaya başladık. Ama çok hızlıydı. Ardından en arkada kalan Eren ani dönüş yaparak
hayvanı şaşırttı ve ağaca çarpıp bayılttı. Arkamızı döndüğümüzde ağzımız açık kaldı.
Çünkü adada bir kutup ayısı yerde baygın yatıyordu. Buna bir anlam veremedik. Bir
çuval Hindistan cevizi ile sahile dönüp herkese her şeyi anlattık. Gece uyurken Enes
Ç.nin köpeği yüksek sesle havlıyordu. Herkes uyandı ve uçağın içinden bir ses geli-
yordu. Herkes korktu. İki kişi hariç Enes (S) ve Furkan. Çünkü uyuyorlardı. Mahmud
ve ben önden fenerlerle girerek içeriyi yoklamaya başladık. Biri sanki uçağın içinde
bir şeyler arıyordu. İlerledik ve çığlıkla yere düştük. Bu Ahmet Talha idi. Ne aradığını
sorduğumuzda ise uyuyamadığı için çizgi romanını aradığını öğrendik. O gece kabus
gibi geçti. Bir ay geçmişti artık. Çok aç ve susuzduk. Bir şeyler yapmamız gerekiyordu.
Adadan kurtuluşun bir yolu olmalıydı. 22 kişi çantasını alıp ormana girdik. Çok fazla
yürüdük ve Ahmet (U)’in sessiz olun işareti ile herkes susup durdu. Eymen (Ş) ile Salih
öne doğru ilerleyip gittiler. Herkes ne olduğunu merak etti ve “Gelin!” sesi ile ilerledi.
Gördüğümüze inanamadık. Bu uçağın kopan ön kısmıydı. Ben, Ateş ve Haluk içerisine
girdik. Hostesler ve pilot ölmüştü. Hocalar ve diğerleri ise yoktu. Uçak ile ilgili bilgiler
bilen Haluk, kabinde bir sinyal telsizi olduğunu söyleyip o tarafa doğru gitti, dolabı açtı
ve telsizi çıkardı. Ama şanssızlığımıza telsizin pilini takıp çalıştırmayı denedik fak-
at olmadı. Piller bozulmuş durumdaydı. Oradan çıkıp yürümeye devam ettik. İleride
otların arasında yine bir şey vardı. Sessizce ilerledik ve ön kısımda oturan Aslı’yla Işıl’a
rastladık. Çok sevindik ve bizi adanın diğer tarafında kurdukları kampa götürdüler. Ora-
da diğerleri ve hocalarımız ile karşılaştık. Hasret giderip biraz konuştuk. Sonra Nisa’yı
müzik dinlerken gördüm ve onun içindeki pilleri Haluk’a söyledim. Nisa pilleri verdi
ve telsiz için denedik. Telsiz açıldı ardından bize yakın bir yük gemisinin frekansına
bağlandık. Özge Hoca onlarla İngilizce konuşup yerimizi tarif etmeye çalıştı. Ardından
herkesin gözü okyanustaydı.
İşte beklenen an geldi ve yük gemisi göründü, bize filika gönderip adadan aldılar.
Gemiye vardık ve bir Bulgar gemisinde olduğumuzu öğrendik. Onlara teşekkür ettik.
Ülkemizle temasa geçtiler ve yardım ekibine haber yolladılar. Yardım ekibi gelip bizi
ülkemize götürdü.
Sonunda asla unutmayacağımız bir tatil geçirdik.

Şamil ARSLAN / 8-B

Altın Dergi 9
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14